Ülkemiz
oldukça genç sayılabilecek birçok volkana sahiptir. Ağrı Dağı, Süphan
Dağı, Hasan Dağı ve Nemrut Dağı bunlardan sadece birkaçı.. Ülkemizdeki en genç
volkanlar ise, Manisa'nın Kula İlçesi yakınlarındaki Kula Volkanları 'dır. Bu
volkanik arazide, volkanik küller içinde bulunan insanlara ait ayak izleri ise
dünyada sadece birkaç bölgede vardır. Bu izler, volkan patlamaları sırasında
bölgede insanların yaşadığının en belirgin kanıtıdır.
Ülkemizin
aktif sayılacak tek volkanı ise Ağrı sınırları içinde bulunan Tendürek
Volkanı ’dır. Dağın doğusunda bulunan ve çapı yaklaşık 5 yüz metre olan
kraterden sıcak su buharları ve hidrojen sülfür gazları çıkar. Bu gazlar
kraterin kenarlarında, sarı renkli bir mineral olan kükürt oluşumunu sağlar.
Volkandan püsküren sıcak su buharlarının ısısı yaklaşık 60 derece civarındadır.
VOLKANİZMA
Yerin
derinliklerindeki mağmanın
yeryüzünde veya yeryüzüne yakın derinliklerdeki faaliyetlerine VOLKANİZMA
denir.
Volkanizma denilince daha çok yer yüzünde meydana gelen mağmatik faaliyetler akla gelmektedir. Çünkü volkanik şekiller yer yüzünde oluşmaktadır.
Volkanizma sırasında mağma katı, sıvı ve gaz halinde yer yüzüne çıkar. Çıkan sıvı maddelere lav, katı maddelere TÜF denir. Gazların çoğu ise su buharıdır.
Volkanizma ile çıkan malzemeler çıktığı yerde birikerek volkan konilerini oluşturur.
Lavların akıcılığı az ise yükseltisi fazla olan volkan dağları oluşur. Bunlara KALKAN VOLKANLARI denir. ör: Ağrı dağı
Volkan konilerinin tepesinde bulunan çukurluğa KRATER denir.
Bazı yanardağlarda ana koni üzerinde oluşmuş yan koniler de olabilir. Bunlara PARAZİT KONİ denir. Ör: Erciyes dağı
Volkanik
patlamalarla bazı volkanların tepe kısmı uçarak çok büyük çanak oluşur. Bu
çanaklara KALDERA
denir. Ör:
Nemrut
dağı
(1441 yılında ikinci kez patlamıştır) Gaz patlaması sonucunda Maar
çukurları oluşur (Meke
tuzlası ve Acıgöl birer Maar
’dır).
VOLKAN NEDİR?
Magmanın
yerkabuğundaki etkinliği sonucu gelişen oluşumlara verilen “VOLKAN” adı, roma
mitolojisindeki ateş tanrısı Vulcan ’dan
gelir. Volkan konilerinin tanrıları yenilmez kılan
silahları yapan usta ve ateş tanrısı Vulcan ’ın
yeraltındaki atölyesinin bacaları olduğuna
inanan eski Romalılar volkanik etkinlik
sırasında gözlenen patlama ve etkinlikleri ise
Vulcan ’ın
örsünden çıkan sesler ve kıvılcımlar olarak
değerlendirmişlerdir.
Volkanlar, yerkabuğunun altındaki mantoda yer alan
magmanın ve volkanik gazların
yeryüzüne
ulaştığı bacalardır. Bunlar özellikle tektonik plaka sınırlarında bulunmakla
birlikte, yerkabuğundaki zayıf noktalardan magmanın
yüzeye doğru yükseldiği alanlarda da yer alır.
Bazı
volkanlar şiddetli bir şekilde püskürürken, bir bölümü ise daha yavaş bir
şekilde lav ve volkanik gaz çıkışını sürdürür. Şiddetli
şekilde patlayan volkanlar; zehirli gazlar, piroklastik
malzemeler (boyutları çok büyük blok ile
kül arasında değişen katılaşmış lavlar), kızgın bulut (hızla hareket eden,
aşırı derecede sıcak gaz bulutları ve ince taneli
küller) ve çok büyük hacimde küller gibi
yaşamı ve çevreyi tehdit edici ürünler çıkarırlar.
Volkanların depremler, taşkınlar,
heyelanlar ve yangınlar gibi diğer doğal afetleri tetiklemesi
de olağan ve yaygındır.
Pek çok volkan, patlamadan önce küçük
şiddetteki depremler, volkanik gaz çıkışı gibi değişik
şekillerde belirtiler gösterir.
Volkanik
Dağlar
* Ağrı Dağı
* Erciyes dağı
* Hasandağı
* Karacadağ (İç Anadolu)
* Karacadağ (Güneydoğu Anadolu)
* Karadağ
* Köroğlu Dağları
* Kula Tepeleri
* Melendiz
* Nemrut Dağı
* Süphan Dağları
* Tendürek
* Uludağ
* Yıldız Dağı
* (Mazı Dağı Akdeniz/Antalya)
TÜRKİYE ‘DE VOLKANİZMA ve VOLKANİK YERŞEKİLLERİ
Dünyanın
hareketli bir kuşağı üzerinde yer alan Türkiye, önceleri orojenik, daha sonra
da epirojenik
hareketlere maruz kalmıştır. Türkiye tektonik ve deprem haritalarıyla genç
volkanik rölyefini gösteren haritalar karşılaştırıldığında, olaylar ve
oluşumlar arasındaki ilişki dikkat çekicidir.
Mesozoik
sonuna kadar oluşan volkanik arazi zamanla aşınarak hemen hemen silinmiştir.
III.Zamanın ilk yarısına (Paleojen’e) ait
volkan topoğrafyası ise
çok aşınmış ve kuvvetli rölyef oluşturmazlar. III.Zamanın ikinci yarısına
(Neojen’e) ve IV.Zamana ait volkan rölyefi ise belirgindir ve Anadolu
arazisinin 1/3 ‘üne yakın örter. Faaliyet özelliklerine bağlı olarak, ya
Türkiye ‘nin en
yüksek dağlarını meydana getirmişler ya da geniş lav platolarını
oluşturmuşlardır. Bir kısım volkanik arazinin de yapısal özelliğine bağlı
olarak aşınmasından, İç Anadolu ‘da olduğu gibi dünyanın en ilginç topoğrafyası
(peribacaları) meydana gelmiştir. Bunlara, volkanik infilaklarla oluşan patlama
karakterlerini, maarları ve
diğerlerini de eklemek mümkündür.
Türkiye
‘de Neojen ve Kuaterner volkanizması ile
meydana gelen volkanik arazinin dağılışı, Türkiye tektonik haritası ile
karşılaştırıldığında, iki olay arasındaki yakın ilgi dikkat çekicidir.
Kırıkların egemen olduğu Batı Anadolu, İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güney Doğu
Anadolu bölgeleri aynı zamanda Neojen ve Kuaterner volkanizmalarının da
oluştuğu, dolayısıyla volkanik rölyefin bulunduğu yerlerdir.
Türkiye
‘de Neojen ve Kuaterner volkanizması ile
oluşan ve genç volkanik arazi olarak adlandırılan topoğrafya
geniş alanlar kaplar. Bunlardan Neojen volkanik arazisi, genelde aşınmış ve
başlangıçtaki oluşum şekillerini büyük ölçüde kaybetmişlerdir. Kuaterner
volkanik rölyefi ise, fazla yıpranmamıştır, volkanik materyalin özelliklerine
bağlı olarak meydana getirdikleri şekiller ile muhafaza edebilmişlerdir.
Türkiye
’nin
Neojen ve Kuaterner ‘e
ait volkanik rölyefini dört bölgede incelemek mümkündür:
BATI ANADOLU BÖLGESİ VOLKAN TOPOĞRAFYASI
Bölgedeki
volkanik şekiller, özellikle Neojen volkanik rölyefi tanınmayacak kadar aşınmış
olmasına karşın, Kula yöresi gibi Kuaterner
oluşumlu volkanik birimler bütün tipik özelliklerini koruyabilmişlerdir.
Yıpranmış olan Neojen volkanik arazisi, Batı Anadolu Bölgesinin kuzey yarısında
geniş bir alanı örter. Riyolitlerden bazaltlara kadar, dış püskürük kayaçların
hemen hepsine rastlanır. Ancak, egemen olan ve fazla yer kaplayanlar andezitler
ve tüflerdir.
Batı
Anadolu volkanik arazisi Kula çevresi dışında fazlaca aşındığından, kısmen de
olsa volkanik bir ünite özelliğine sahip olanlar şunlardır;
Armağan
Dağı, Kocadağ,
Mersin Tepeleri (Şaphane Dağı), Dumanlı Dağı, Yamanlar Dağı, Seyret Tepe,
Karaağaç Dağı – Emirli Tepe – Koca Tepe, Tecek
Tepe, Elmadağ, Yoyu Dağı
– Bey Dağı, Kuruluk Dağı, Şapla Dağları ve Ağı Dağı ‘dır.
- Kula-Adala ve Çevresi Volkanik Arazisi
Kula
çevresi volkanik rölyefi, Batı Anadolu volkan topografyasının en genç olanıdır.
Volkanik faaliyet milat yıllarına kadar devam etmiştir. Buradaki volkanizmanın
sebebi yer kabuğundaki dislokasyonlardır.
Volkanik arazinin kuzey sınırını Gediz Vadisi, güneyde ise Kula ile Adala
arasında çekilen bir hat teşkil etmektedir. Bu sınırlar arsında kalan volkan
topografyasının kuzeyinde Neojen depoları, Güneyinde kristalin şistler ve
gnayslar bulunmaktadır. Bazalt lav akıntıları ve bazaltik piroklastik
koniler volkan rölyefinin egemen unsurlarıdır. Piroklastik
konilerin bir çizgi boyunca yer almaları, birbirine paralel ve onları kat eden
kırıkların varlığının kanıtlarıdır.
Sayıları
68 tane olan volkan konilerinin bazıları 150-200 metre yüksekliğe ulaşmaktadır.
Konilerin bir kısmı yalnızca piroklastik
materyal, bazıları da lav akıntılı piroklastik
koniler halindedir. O yörede bu piroklastik
konilere ‘’DİVLİT’’ ya
da ‘’DEVLİT’’
adı verilir.
Kula
Adala
arasındaki lav akıntıları, adeta dün olmuşmuş gibi taze ve ilginç
görünümleriyle dikkat çekmektedirler. Oysa ki, bu lav akıntıları Kuaterner ’de
ve çeşitli dönemlerde oluşmuşlardır ve büyük bir kısmı Pliyosen platolarını
örtmüşlerdir.
Lavlar
bazik karakterde olmalarına karşın, klastolitik katılaşım
göstererek blok lavlar oluşturmuşlardır. Bu durumun çok hızlı gaz kaybından
kaynaklandığı düşünülmektedir.
İÇ ANADOLU BÖLGESİ VOLKANLARI
İç
Anadolu Bölgesi’nde de Neojen yaşlı volkanik rölyef aşınmış, orijinal
şekillerini kaybetmiş görünümleri ile Kuaterner
yaştakilerden kolaylıkla ayırt edilebilirler. lV.Zamanda
volkanik faaliyetin devam ettiği yörelerde, Neojen volkanik temelin üzerinde
yükselen volkan konileri teşekkül etmiştir. Volkanik rölyefin oluşumunda başta
andezit, dasit ve volkanik küller olmak üzere her türlü dış püskürük kayaçlar
katkıda bulunmuşlardır.
İç
Anadolu volkanik rölyefinin farklı özelliği, volkanik oluşum, aşınım ve tahrip
şekillerinin en güzel örneklerine sahip olmasıdır. Nitekim, volkanik tüfün
aşınması sonucu meydana gelen, dünyada benzerlerine pek rastlanmayan
peribacaları yöresi buna en güzel örneklerden birini teşkil etmektedir.
İç
Anadolu’da da volkanik faaliyet Miyosen’ den aktüele kadar devam etmiştir.
Ancak, Ankara çevresinde olduğu gibi, Oligosen yaşlı çökellerle yanal geçiş
gösteren volkanikler de saptanmıştır.
- Karadağ
Karadağ
volkanı, Konya ile Karaman arasında, Karaman’ın kuzeybatısındadır. Andezit,
volkanik tüf ve aglomeralardan
oluşan Karadağ’ın doruk noktası 2288 m yüksekliktedir. Volkanın, batısındaki
Neojen çökelleri ile ilişkisinden, Pliyosen-Kuaterner ’de
oluştuğu anlaşılmaktadır. Volkan dağının kuzeybatısında 200-300 m çapında ve
huni şeklinde oldukça derin (150 m) bir krateri bulunmaktadır.
- Karacadağ
İç
Anadolu’da, Karapınar’ın doğusunda yer alan Karacadağ
güneybatı-kuzeydoğu yönünde uzanmaktadır. En yüksek noktası2025 metredir.
Andezit, volkanik tüf, aglomera ve
son indifa ürünü bazaltlar Karacadağ ’ın
yapısını oluşturur. Karacadağ ’ın
güneybatısında patlamalar ile oluşmuş iki infilak krateri, Acıgöl ve Meke
Tuzlası (Tuzla Gölü) yer alır.
- Acıgöl
Karacadağ ’ın
eteğinde yer alan Acıgöl, Konya Ereğlisi-Karapınar yolunun sağ tarafında,
yoldan geçenlerin dikkatini çeker. Büyük çapı yaklaşık 1500 m olan elips gibi
bir patlama krateridir. Kraterin çevresinde piroklastik
malzeme yaygındır. Yamaçlarından dik bir meyille, tabanında bir gölün de
bulunduğu depresyona inilir. Gölün suyu tuzludur.
- Meke Tuzlası (Tuzla Gölü)
Acıgöl’ün
2 km kadar güneybatısında bir diğer patlama krateri olan Tuzla Gölü yer alır.
Elips şeklindeki kraterin ortasında piroklastik
materyalden oluşan bir tepe bulunmaktadır. Koninin yamaçları ile maarın
yamaçları arasında fazla derin olmayan, fakat oldukça fazla miktarda potas
içeren bir göl vardır. Ayrıca, maarın
içinde, volkanik faaliyetin son dönemlerinin eseri ve yükseklikleri yaklaşık
7-8 m olan iki piroklastik koni
mevcuttur.
- Hasan Dağı
Bir
strato
volkan olan Hasan Dağı, Tuz Gölü havzasından 2300 m, deniz seviyesinden ise
3268 m yüksekliktedir. Andezit, volkanik küller ve son erüpsiyon
materyali bazalt lavları volkan dağının yapı taşlarıdır. Volkanik küller Hasan
Dağı ’nın
kuzeybatı ve güneyinde geniş alanları örtmektedir. Küllerin içinde sünger
taşları ve obsidyenlere
rastlanmaktadır.
Hasan
Dağı ’nın batı
yamaçlarında Aksaray Ovası’ndan da izlenebilen lav akıntılarının bulunuşu,
volkan dağına bu yamaçtan çıkmayı güçleştirir. Hasan Dağı ’nın
çevresinde sıcak su kaynakları bulunmaktadır.
Yeryüzüne
çıkan sıcak suların beraberlerinde taşıdıkları CaCO3 ’ların
çökelmesiyle, volkanik bünye üzerinde yer yer traverten oluşumlarına
rastlanmaktadır. Yaprakhisar Köyü
yakınlarında bu tür travertenden yama örnekleri görülmektedir.
- Acıgöl (Nevşehir)
Patlama
kraterleri orijinal görünüşleri ile İç Anadolu volkan topografyasına ayrı bir
güzellik katmışlardır. Nevşehir’in 16 km kadar güneybatısında yer alan Acıgöl
de bunlardan birisidir. 300 m çapında dairevi bir şekle sahiptir. Yamaçları
fazlaca meyilli olan maarın
içinde oluşan göl drene edilerek kurutulmuştur. Acıgöl’ün kuzeydoğusunda, Tepeköy
yerleşim yeri yakınında da yaklaşık 1000 m çapında Çolpan Çukuru adı verilen
bir diğer maar
bulunmaktadır. Yine, Acıgöl çevresinde çapları 300-500 m arasında değişen
birkaç patlama krateri daha vardır.
- Erciyes Dağı
İç
Anadolu ’nun en
yüksek volkanı olan Erciyes Dağı (3917 m) daha ziyade andezit ve dasitlerden
oluşmuş bir stratovolkandır.
Yaklaşık 18 km çapında olan ve 1000 km2 ‘lik alan
kaplayan Erciyes volkanının çevresinde Sultan Sazlığı, Kayseri Ovası ve Karasazlık gibi
tektonik depresyonlar bulunmaktadır. Erciyes ’in doruk kısmında buzul aşınım
şekillerinin varlığı, volkan dağının Pleistosen buzul dönemlerinden önce
oluştuğunun kanıtlarıdır.
Erciyes ’in çevresinde büyük ve yüksek
parazit konileri bulunmaktadır. Yılanlı Dağı (1639 m), Ali Dağı (1870 m), Lifos
Tepesi (2509 m) bunlardan birkaçıdır. Ayrıca, Erciyes volkanının gövdesinde
sonradan oluşan ışınsal kırıklar üzerinde merkezi erüpsiyonlarla
meydana gelen diziler halinde parazit konileri mevcuttur. Örneğin, Üçtepeler-Göktepe-Beşparmak
Dağları, Kurttaşı
Tepesi volkanının güney yamaçlarında, aynı kırık üzerinde oluşmuş bir dizi
parazit konileridir.
DOĞU ANADOLU BÖLGESİ VOLKANLARI
Doğu
Anadolu ’da volkan topografyası çok geniş bir alanı kaplar ve çeşitli volkanik
oluşum ve aşınım şekillerini bünyesinde barındırır. Lav platoları, aynı kırık
hattı üzerinde merkezi erüpsiyonlarla
teşekkül etmiş yüksek strato
volkanlar, kalkan volkanlar gibi oluşum şekilleri; volkanik arazide kanyon
vadiler, terselmiş rölyef gibi aşınım şekilleri; lav akıntılarının vadileri
tıkayarak meydana getirdikleri lav setti gölleri volkan rölyefindeki belli
başlı oluşumlardır.
Doğu
Anadolu ’da volkanik arazinin yapı materyalini, başta andezitler olmak üzere,
bazaltlar, trakit, riyolit, aglomera ve
tüfler teşkil eder. Temelde ise volkanik kayaçlar ile Miyosen çoğu kez yanal
geçişli yada ara tabakalıdır.
Doğu
Anadolu ’da volkan rölyefi, batıda Malatya ’nın
kuzeyinde Yama Dağı ‘ndan
kuzeydoğuda Kars ’a kadar, Kars ’tan güneyde Van Gölü ’ne kadar geniş bir alana
yayılmıştır. Belli
başlı volkanlar şunlardır;
- Nemrut Volkanı
Van
Gölü ’nün kuzeyinde, kuzeybatı-güneydoğu yönlü fay hattı üzerinde merkezi erüpsiyonlarla
oluşan volkan dağıdır. Nemrut yanardağı, doğu-batı yönlü uzun bir çukur
arazinin iki ucunda yer alan, batıda Muş Ovası ile doğuda Van Çanağı ’nın
ortasında yükselmektedir. Yaklaşık 1300 m yerel yükseklikteki Nemrut Volkanı
andezit, bazalt ve volkanik küllerin birbiri ardı sıra istiflenmesi ile oluşmuş
bir strato
volkandır. En yüksek noktası kalderanın
kuzeyinde 2935 m olan Sivri Tepesi ’dir.
Nemrut Dağı ’nın etek
kısımlarında lav ve tüf platoları geniş yer kaplar. Nemrut Volkanı’nın
kuzeyindeki volkanik rölyef içinde, lav akıntılarının set yaparak oluşturduğu
Nazik Gölü bulunur.
1870
m yükseklikteki göl 32 km2 ‘dir.
Nemrut Volkanı ’nın kalderası
Türkiye ’deki bu tip en büyük depresyondur. Kaldera
elips şeklinde olup, doğu-batı yönünde büyük çapı 7500 m, kuzey-güney yönündeki
küçük çapı ise 6000 m ‘dir. Kalderanın
içinde bulunan göl depresyonun batı yarısındadır. Gölün kuzey-güney yönündeki
uzunluğu 4800 m, doğu-batı yönünde ise 2700 m ‘dir.
Gölün
deniz seviyesinden yüksekliği 2250 m dir.
Derinliği ise 150-200 m olarak tahmin edilmektedir ve suları tatlıdır. Kalderanın doğu
yarısı içinde, son erüpsiyon
ürünü piroklastik
koniler bulunmaktadır ki, 2500 m yükseklikteki Göl Tepesi de bunlardan
birisidir. Kalderanın
kuzey kenarına yakın bir yerde küçük bir göl daha bulunmaktadır. Ilı Göl adı
verilen göl yaklaşık 500 m uzunluğunda, 450 m genişliğinde ve 10 m
derinliğindedir.
- Süphan Volkanı
Van
Gölü ’nün kuzeyinde yer alan bir diğer strato
volkan Süphan
’dır. Yapısında andezitler egemendir. Diğer unsurlar aglomera,
bazalt ve volkanik tüflerdir. Neojen yaşlı volkanik temel üzerinde, merkezi
püskürmelerle oluşan strato
volkanın eteklerinde bazaltik lav
akıntılı piroklastik
koniler bulunmaktadır.
Süphan ’ın
yaklaşık 400 m çapında bir krateri vardır. Dağın en yüksek noktası, bu kraterin
kuzeydoğusundadır. Süphan
Volkanı ’nın
güney eteklerinde, yaklaşık 1950 m yükseklikte, tüfler içinde 3-4 km2 ‘lik bir
alanı kaplayan AYGIR
GÖLÜ yer
alır.
- Tendürek Volkanı
3452
m yükseklikte bir volkan dağıdır. Andezit lavları yapısının egemen kayacıdır.
Bazaltlar ise son erüpsiyonun
ürünüdür.
Oval
şeklindeki kraterinden buhar ve kükürtlü hidrojen içeren gazlar çıkar.
Dağın
çevresinde yer alan sıcak su kaynakları, Diyadin’de olduğu gibi, volkanizma ile
ilgilidir.
- Ağrı Volkanı
Büyük
Ağrı Volkanı, strato
volkan dağları dizisinin Türkiye ’nin
kuzeydoğu ucundaki en yüksek dağdır (5165). Doğubeyazıt
Ovası ’ndan 3100
m, Aras Akarsuyu Vadisi ’nden ise
4400 m yüksekliktedir. Krateri aşınmış olduğundan ve kısmen de lav ve küllerle
dolmuş olduğundan belirgin değildir. Gövde üzerindeki ışınsal yarıklardan çıkan
lavlar yer yer parazit koniler oluşturmuşlardır. Genelde andezit, kısmen de aglomera ve
son erüpsiyon
ürünü bazaltlardan meydana gelmiştir.
Küçük
Ağrı Volkanı,
Büyük Ağrı’nın güneydoğusunda, Serbulak
Geçidi ile Büyük Ağrı ’dan ayrılır. Boyutları oldukça büyük olan Küçük Ağrı
(3925 m) bu özelliği ile parazit bir koni gibi düşünülmemiştir. Yapısını
andezit, aglomera,
volkan külü ve bazaltlar oluşturur.
GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ VOLKANLARI
Güneydoğu
Anadolu volkanik rölyefi, volkanizmanın son
fazında çıkan bazalt lavlarının egemen olduğu ve onların oluşturduğu geniş lav
platolarından meydana gelmiştir. Anadolu’nun bu bölümünde dört ayrı yörede,
Diyarbakır, Gaziantep, Cizre ve Ceyhan’ın doğusunda volkanik arazi oldukça
yaygındır.
Güneydoğu
Anadolu Bölgesi’nde, Arap Platformu’nun kenarlarında bulunan faylar, söz konusu
masifi adeta sınırlamıştır. Bu kırıklardan, bazen de bir bacadan çıkan lavlar,
platform üzerindeki bazalt platolarını yada Diyarbakır’ın güneybatısında olduğu
gibi, yaklaşık 8000 km2 ’lik bir
araziyi örten kalkan tipi bir volkanı, Karacadağ ’ı
meydana getirmişlerdir.
Karacadağ
fazla yüksek olmayan (1952 m) ve bazaltlardan oluşmuş bir volkandır. Kısmen
aşınmış olan Karacadağ ’ın
üzerinde, yazın susuz kalan derelerin meydana getirdiği ışınsal bir drenaj
vardır.
Yine,
K.Maraş ve Gaziantep’in güneyinde bazalt lavlarının oluşturduğu araziyi kateden
kırıklardan çıkarak volkanik rölyefi meydana getirmişlerdir. Ayrıca, Ceyhan’ın
doğusunda ve Antakya-Maraş oluğunda da volkanik kayaçların oluşturduğu rölyef
bulunmaktadır.