Yeraltı haritalarının o bölgenin jeolojisine katkısı büyüktür. Bu haritalar sayesinde örtü altındaki kayaçların konumu, derinliği belirlenebilmektedir. Yeraltındaki jeolojik birimlerin konumlarına göre değişik haritalar yapılmaktadır. Bu haritaların bir bölümü de üretime yöneliktir. Yeraltı harita çeşitleri aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir.
a) Yapı kontur haritası
b) İzopak (gerçek kalınlık) ve izokor (zahiri kalınlık) haritaları
c) Fasiyes haritaları
- Litofasiyes haritası
- Biyofasiyes haritası
- İzofasiyes/izolitoloji haritası
- Paleojeoloji haritası
- Jeofizik haritası
- Jeokimya haritası
- Rezervuar bilgileri veren diğer haritalar :•Gözeneklilik ve geçirgenlik haritası •Basınç haritası İzobar haritası •Su konsentrasyonu haritası •Sıcaklık haritası •Petrol-gaz oranı haritası •Özgül ağırlık haritası •İzokonsantrasyon haritası.
- Jeolojik bilgi veren diğer haritalar :•Paleolitoloji haritası •Paleocoğrafya haritası •Paleotektonik haritası •Yüzde haritası •Paleotopoğrafya haritası
4.1. Yapı Kontur Haritaları
Bu haritalar yapının şeklini göstermesi bakımından önemlidir. Bir yapı üzerinde
kontur haritası, bu yapıyı kesen birçok yatay düzlemin ara kesitlerinden ibarettir.
Konturların yanına yazılan rakamlar yapıyı kesen düzlemlerin deniz seviyesine göre
derinliklerini gösterir. Yapı haritalarının şekli alttaki yapının şeklini yansıttıkları için
önemlidir. Bir yapı kontur haritası için referans yüzeyi güvenilir bir stratigrafik seviye
olmalıdır. Mümkünse üretici zonun üstünde bulunmalıdır. Bu haritalar için belli bir
ölçek yoktur. Harita ölçeği ihtiyaca ve amaca göre seçilir. Yeraltı haritaları
tanınabilen ve korelasyonu mümkün olan formasyon, katman sınırı veya
diskordans yüzeyi baz veya kılavuz seviye olarak alınmasıyla çizilebilir. Yapı, eş
yükselti eğrileri veya kesitleriyle gösterilebilir. Deniz seviyesi üstündeki düzlemler (+)
işaretlenir. Deniz yüzeyi altındakiler için (-) eksi işareti konulmalıdır. Yapı kontur
haritalarının çiziminden önce yapı kesitleri çizilmelidir. Yapı kesitleri kuyu
verilerinden yararlanılarak yapılır. Bu kayaçların bugünkü durumlarını yansıtır. Bu
yapı kesitlerinde de deniz yüzeyleri baz olarak alınır.
Yapı haritalarında kontur aralıkları veya eş yükselti arasındaki aralıklar eldeki
mevcut bilgilerin güvenirliliği ve amacına göre 10-15-50-100 m aralıklarla çizilebilir.
Yapı kontur haritalarının çiziminde, deniz seviyesine göre katmanın veya
formasyonun üst yüzeyinin alınması mümkün olduğu gibi bir diskordans yüzeyi de
baz seviyesi olarak alınabilir. Yapı kontur haritalarının çiziminde kuyu verilerinin
kullanılması halinde daha sağlıklı sonuçlar elde edilir.
4.1.1. Yapı kontur çizme yöntemleri:
Yapı konturu çizilecek seviyenin derinliği korelasyondan veya açılan kuyu
verilerinden elde edilebilir. Her kuyu lokasyonuna bulundukları yerin altındaki deniz
seviyesi derinliği yazılır. Şayet kuyu yönlü olarak açılmışsa bu durum kontrol
noktası olarak hakiki yeraltı değerlerinin, yatay projeksiyonu yapılarak alınmalıdır.
Mevcut derinlik değeri gerçek dikey derinlik değerine çevrildikten sonra korelasyon
ve yapı haritaları için kullanılmalıdır.
Yapı haritalarının çiziminde yapıyı etkileyen faylanmalar da göz önünde
bulundurulmalıdır. Yapı kesitleri çizimi esnasında yapıyı etkileyen faylanmalar
elbette gösterilmiş olacaktır. Bu faylanmanın yapı konturu çizilerek birimin yüzeyini
kestiği yerin yatay düzleme iz düşümü alınarak belirlenebilir. Yine bu yerdeki baz
seviyesi deniz seviyesi olabilir. Bir birimin yapı haritasını çizmek için kuyu
verilerinden yararlanılarak değişik yönlerde yapı kesitlerinin çıkartılması gereklidir.
Mümkünse bu yapı kesitleri jeofiziksel yöntemlerle (sismik ölçümler) de kontrol
edilmelidir.
Elde edilecek yapı kesitleri yardımıyla arzu edilen seviyenin veya formasyonun yapı
haritasını çıkarmak çok kolay olacaktır. Bu yönteme profil kesme metodu denir.
Ayrıca kuyuların açıldığı alanlarda katmanların doğrultu ve eğimlerinden
yararlanmak suretiyle yapı kontur haritaları çizilebilir. Petrol aramacılığında yapı
kontur haritaları petrol kapanlarının şeklinin saptanması bakımından önemli bir yer
tutar. Kuyu verilerinden ve özellikle de log verilerinin değerlendirilmesiyle daha
sağlıklı yapı kontur haritaları çizilebilir.
Bir yeraltı haritasının yapımında ilk iş kılavuz seviyenin deniz yüzeyine göre
yüksekliğini bulmaktır. Kuyunun kılavuz düzeyine olan derinliği ve topoğrafik
yükseltisi bilinmelidir. Bu bilgi sondaj yapılmış kuyudan gelir. Kılavuz düzeyinin
yapısal konumu formasyonun rastlanan derinlikten yüzey yükseltisini çıkarmak
suretiyle bulunur. Eğer seviye deniz seviyesi üzerinde ise haritadaki değerler pozitif
(+), eğer kılavuz düzey deniz seviyesinin altında ise haritadaki değer negatif (-)’tir.
Kontur noktalarını tespit ederek konturlamayı tamamlamak için üç metot
kullanılmakta olup bunlar:
- Mekanik konturlama (objective-mechanical counturing),
- Eşit ara uzaklık verme (parallel counturing),
- Yorumlayıcı konturlama (interpretive counturing).
Mekanik konturlama:İki belli nokta arasındaki düşey yükselti değişik olabilir.
Belli olan iki nokta arasındaki yükselti farkı, seçilen konturlar arasındaki uzaklığın
gerektirdiği birim sayısına göre yatay harita uzaklığı buyunca düzenli olarak
dağıtılır. Eşit yükselti noktaları birleştirilerek konturlar çizildikçe yapı ortaya çıkar.
Eşit ara uzaklık verme: Bu metot az sayıda başlangıç değerleri bulunan yerler
için uygulanan bir konturlama metodudur. Kuyular birbirine çok yakın oldukları
zaman tabakaların eğim dereceleri belirlenebilir. Konturlara eşit aralık verme
yöntemi eğimin değişmediği varsayımına dayalıdır. Şayet bilinen üç nokta kuralına
göre eğim belirlenebiliyorsa eğim değerleri değişiklik göstermez.
Yorumlayıcı konturlama: Eğer veriler yeterli sayıda bulunmazsa yorumlayıcı
konturlama yapı haritaları için tercih edilen bir yöntemdir. Konturlanan bölgenin
yapı örneklerini göstermek amacıyla çizilir. Veriler ne kadar seyrek olursa
yorumlamalar o oranda sağlıksız olur.
4.1.2. Faylı yapıların konturlanması
Faylanmaya uğramış birimlerin konturlanmasında, hem kılavuz seviyenin hem de
faylanma düzleminin konturlanmasında birçok karmaşık problem ile
karşılaşılmaktadır. Fay düzlemi düşey olan faylanma izi konturlu harita üzerinde
kalın bir çizgi ile gösterilir. Eğer fay düzlemi eğimli ise faylanmanın gösterilmesi
için iki paralel çizgi gereklidir. Bu çizgiler yükselmiş ve alçalmış blokların
sınırlarıdır. Ters faylanmalarda yükselmiş bloktaki konturlar alçak bloktaki
konturların üzerine gelir. Normal faylanmada ise bir ayrılma söz konusu olup,
yükselmiş blokta fay izi daha kalın bir çizgi ile belirtilir. Eğer düşen bloğun
faylanma düzlemi altındaki konumu gösterilmek isteniyorsa kesikli çizgi kullanılır.
Tektonik alanlarda sondajlarla yeterli sayıda kesme noktası saptanmış ise fay
düzleminin konturlanması tıpkı bir kılavuz seviyesinin konturlanması gibi yapılır.
4.2. İzopak ve İzokor Haritaları
İzopak ve izokor haritaları kalınlık gösteren haritalardır. Bir formasyon veya
önemli bir katmanın kalınlık konturları çizilebilir. Gerçek kalınlıklar kullanılarak
yapılan haritalara izopak, zahiri kalınlıklar kullanılarak yapılan haritalara ise
izokor haritalar denir.
zopak haritaları jeolojik gelişmeler hakkında önemli ip uçları verebilir. İzokor
haritaları ise daha çok rezervuar hesaplarında yani hacim hesaplamalarında
kullanılır. Katmanların hemen hemen yatay olduğu alanlarda her iki harita aynı
değerlere sahip olur. Her iki haritanın önemi nedeniyle zahiri kalınlıkların gerçek
kalınlıklara çevrilmesi için tablolar kullanılır. Bu dönüşümde katman eğimlerinin
dereceleri rol oynar. Bunları matematiksel yolla hesaplamaya gerek kalmadan
eğim açılarının değerleri dikkate alınarak tablolardan okunur.
Bu haritaların çiziminde amaca göre ölçek seçimi yapılır. Önemli çalışmalar için
daha küçük ölçeklerin alınması yararlıdır. Yine bu haritaların çiziminde seçilen
zonun alt ve üst sınırları dikkate alınarak kalınlıklar çıkartılır.
Eğer bir ortamda alt alta bulunan iki formasyon veya birimin yapı haritaları
çizilmişse bunlardan yararlanılarak kalınlık haritaları çizilebilir. Bunun için her iki
harita üst üste çakıştırılır ve kesişen yapı eğrilerinin değerleri birbirinden
çıkartılarak kalınlıklar bulunur. Çizilen kalınlık haritalarının gerektiğinde değişik
renklerle boyanması ile daha iyi görünüm elde edilir.
İzopak ve izokor haritaları tabaka kalınlıklarını göstermekle beraber, bu
tabakanın şeklini göstermezler. Harita üzerindeki değerlere uygun ayrı şekilleri
yorumlamak mümkündür. Bu duruma genellikle merceksi yapıya sahip
tabakalarda rastlanır.
Denizel, sahil ve deltalarda çökelen sediman yüzeyleri genelde düzdür. Bu
nedenle kalınlık haritaları eski yapının belirlenmesi açısından önemlidir.
Sedimanların depolanması sırasında meydana gelen faylar nedeniyle düşen
bloklarda kalın sediman istifleri görülürken, depolanma sonrası oluşmuş
faylanmalarda kalınlıklarda bir farklılık görülmez.
İzopak haritaları yapısal geçmişi tahlil etmekte çok yararlıdır. Seri halinde
paleoyapı haritalarının çizilmesiyle belirli bir aralığın jeolojik evrimi açıklanmış
olur. Buna benzer haritaların yardımıyla petrol veya gaz göçünün muhtemel
yolları ve kapanların varlıkları veya bunların sonradan yok olup olmadıkları
açıklanabilir. İzopak haritalarının değerlendirilmesi ayrıca yapının zamanında
gelişip gelişmediğini de gösterir.
4.3. Fasiyes Haritaları
Üç grup fasiyes haritası mevcut olup bunlar: litofasiyes haritası, biofasiyes haritası
ve izofasiyes haritasıdır.
4.3.1. Litofasiyes haritası : Bir ortamdaki bir formasyon veya grubun litolojisindeki
değişimleri yansıtan haritalardır. Litofasiyes haritası bu değişimleri kalitatif veya
kantitatif olarak gösterir. Ortamın çökelme koşullarını ve çökelen sedimanların havza
derinliklerine doğru değişimini yansıtır. Litofasiyes haritalarının hazırlanmasında
değişik yöntemler kullanılabilir.Bunlardan en önemlisi Bileşik Oran Tipi Litofasiyes
Haritalarıdır.
Bu tip bir litofasiyes haritası yapılabilmesi için litofasiyes haritası yapılan birimin
toplam kalınlığının bilinmesi gerekir. Daha sonra kireçtaşı, kumtaşı ve şeyl
seviyelerinin kalınlıkları çıkartılır ve kum şeyl oranı ile klastik oranları hesaplanır. Bu
işlemlerin tamamlanmasından sonra haritalamaya geçilir. Eğer bir havzada açılmış
çok sayıda kuyu varsa ve logları da alınmış ise bu veriler kullanılarak yapılacak olan
litofasiyes haritası çok daha sağlıklı olacaktır. Litofasiyes haritaları yanal litofasiyes
değişikliklerini de yansıtır.
Litofasiyes yapımında kullanılan bir yöntemde kuyudan elde edilen birimlerin
kalınlıkları daireler ve dilimler şeklinde gösterilerek yapılır. Burada dairelerin çapı,
birimin kalınlıklarını temsil etmektedir.
Eğer ortam çökelleri ince katmanlı ve ardalanmalı bir istif sunuyorlarsa kalınlık
hesaplamalarında kuyuların elektrik loglarından faydalanılır.
4.3.2. İzofasiyes haritası : Fasiyes haritalarının bir diğer türü de izofasiyes yada
izolitoloji haritasıdır. Kalın bir stratigrafik birim içindeki egemen fasiyesin tavanı ile
tabanı harita biriminin sınır yüzeylerini oluşturur. Ortam yorumlanmasında önemli
olan üyeler veya mercekler izofasiyes/izolitoloji olarak haritaya geçirilir. Örneğin
kalın bir şeyl istifi içindeki evoparit üyesinin izofasiyes haritası, çökelme koşullarını
anlamaya yardımcı olacaktır.
4.4. Paleojeoloji Haritaları
Paleojeoloji haritaları geçmiş jeolojik devirlerdeki jeolojiyi gösterir. Kuyu bilgileri,
yüzey mostraları ve ölçülen stratigrafik kesitler bu haritaların hazırlanmasında
kullanılır. Elde yeterli bilgi olduğu zaman formasyon sınırları normal jeoloji
haritalarında olduğu gibi çizilir. Bu haritalar bir baseni kapsayabildiği gibi bir kıtayı da
içine alabilir. Bu haritalar petrol aramalarında faydalı bilgiler sunar. Mesela,
Kretase’nin bir paleojeoloji haritası, Kretase sonrası formasyonların çökelmeden
önceki jeolojik durumunu yansıtır. Bu tür haritaların çiziminde diskordans yüzeyleri
oldukça yararlıdır.
Çökeller jeolojik devirler boyunca değişik orojenik olayların etkisi altında kalır. Bu
orojenik olaylar da katmanların kıvrılma ve kırılmasına neden olur. Bir orojenik etki ile
kıvrılmış ve kapan oluşturmuş olan katmanların daha sonra değişik etkilere maruz
kalması nedeniyle bu kapanlar ortadan kalkmış veya erozyana uğramış olabilir. Bu
durumda önce varolan kapan ve kapan içindeki petrol birikimi de yok olmuş olabilir.
Bir diğer ihtimalde bu olaylar esnasında kapanın yerinin değişmiş olmasıdır. İşte bu
nedenlerle paleojeolojinin bilinmesi ve yorumlarının yapılması çok önemlidir.
4.5. Jeofizik Haritaları
Bu tür haritalar özellikle petrol aramalarında önemli bir yer tutar. Jeofizik verilerle
harita, kayaçların fiziksel özelliklerini ölçme suretiyle yapılır. Bu özellikler yansıma,
kırılma, dalga iletimi, manyetik özellikler, yoğunluk ve radyoaktivitedir. Bu özelliklerin
ölçülmesi için geliştirilen aletler yardımıyla haritalar otomatik olarak yapılabilir.
Aletlerden alınan bazı veriler jeolojik veriye çevrilir. Görüldüğü gibi petrol aramalarında
jeoloji ve jeofiziksel ölçüm ve yöntemler birleştirilerek beraberce yorumlanır. Böylece
daha sağlıklı bir sonuca varılabilir. Bu nedenle petrol aramalarına ilk önce jeofiziksel
yöntemlerle başlanır. Sismik ölçümler yeraltı yapılarının aranmasında kullanıldığı için
önem arz ederler. Yapıların sismik yöntemlerle belirlenmesinden sonra sondalama
işleri başlar. Sondajlardan elde edilen bilgiler ile sismik çalışmalardan ilde edilen
bilgiler birlikte değerlendirilir.
Sismik veriler yardımıyla yapısal kapanları belirleyebilecek zaman haritaları çizilebilir.
Gerek jeolojik ve gerekse jeofizik verilerin deneştirilmesiyle yapılan yapı kontur
haritaları daha sıhhatli olacaktır. Bu nedenle petrol aramalarında jeolojik ve jeofiziksel
incelemeler birlikte yürütülür.
Kayaçların manyetik özelliklerinin veya yoğunluklarının ölçülmesiyle de haritalar
hazırlanır. Bu metotla havzanın temeli belirlenebilir ve geometrisi çıkartılabilir.
4.6. Jeokimya Haritaları
Petrol ana kaya analizlerinden elde edilen TOC (Toplam Organik Karbon), vitrinit
yansıması, spor renk indeksi, kerojen tipi, Tmax gibi veriler kullanılarak jeokimya
haritaları hazırlanabilir. Bu tür haritalar petrol aramalarında ve üretiminde büyük fayda
sağlar.
4.7. Rezervuar Bilgileri Veren Diğer Yeraltı Haritaları
4.7.1. Gözeneklilik ve Geçirgenlik Haritaları: Çeşitli verilerle elde edilen
gözeneklilik ve geçirgenlik değerleri haritaya çevrilebilir. Bu tür haritaların yapılması,
gözeneklilik ve geçirgenlik gelişim yönlerinin belirlenmesi ve üretiminin artırılması
hususunda çok faydalı olur.
4.7.2. Basınç Haritası: Kuyularda elde edilen basınç değerlerinden faydalanılarak
hazırlanır. Bu tür haritalar petrol üretimi ve petrol göçüne etki ettikleri için önemlidir.
Eşit basınçtaki noktaların birleştirilmesiyle izobar haritaları yapılır. Bu tür haritalarda
basıncın düşüş gösterdiği yön önemlidir. Zira petrol bu yönde hareket eder.
4.7.3. Sıcaklık Haritası: Açılan kuyularda ölçülen sıcaklık değerleri haritalamaya
çevrilebilir. Bu haritalar hazne kayanın sıcaklığını gösterdiği gibi sıcaklık artışı ve
azalışı yönlerini de gösterdikleri için önemlidir. Zira petrol oluşumu ve göçü sıcaklık
ile yakından ilgilidir.
4.7.4. İzopotansiyel Haritası: Eşit değerdeki potansiyel değerlerin birleştirilmesiyle
yapılan haritalama çeşididir. Bu harita hesaplanan günlük üretim hızını ve eşdeğer
eğrilerle gösterir.
4.7.5. İzokonsantrasyon Haritası: Bir petrol sahasındaki hidrokarbon
konsantrasyonunun değişimini eşdeğer eğrilerle gösterir.
4.8. Jeolojik Bilgi Veren Diğer Yeraltı Haritaları
4.8.1. Paleolitoloji Haritası: Paleojeolojik haritanın bir çeşidi olup jeoloji keyfi olarak bir yatay
düzlemin üzerine işlenir. Örneğin bir petrol hazne kayasının belirli derinliklerde belirlenen
litolojisi bir düzlem üzerine işlenmek suretiyle yapılır.
4.8.2. Paleocoğrafya Haritası: Bu haritalar kara ile denizlerin dağılımını, topoğrafya
engebelerini, kayaçların yer altı mostralarını ya da geçmişte belli bir zamandaki tektonik
şekillerin konumlarını yapmak için yapılır. Paleocoğrafya haritaları jeoloji tarihi boyunca
süregelen bir takım olayları temsil etmek ve açıklamak için önemlidir. Bu haritalar bugünkü
coğrafya sınırlarına göre birimin nerede bulunacağını gösterir. Bu haritalara geçmişteki ve
belirli zamanlardaki tektonik bilgiler, antiklinaller, senklinaller, diskordanslar, faylar işlenebilir.
Aynı şekilde volkanizma faaliyetleri ve orojenik olaylarda işlenebilir.
4.8.3. Palinspastik Haritalar: Bu tip haritalar Paleocoğrafya haritalarının diğer bir türü olup
amacı, diyajenez, metamorfizma veya faylanma ile oluşmuş değişimlerden önceki belli bir kaya
biriminin ilk yayılışını göstermektir.
4.8.4. Paleotektonik Haritalar: Bu haritalar bir jeolojik zamandaki yapı örneklerini açığa
çıkarmak amacıyla hazırlanır. Genelde bu haritalar bölgesel ölçektedir. Paleotektonik
haritaların en önemli görevi tektonik yapılarla ilgili çeşitli bileşenlerin dağılımını göstermektir.
Tektonik haritaların başka bir tipide belli bir stratigrafi düzeyindeki kıvrımlanma ekseni,
faylanma izlerinin konumu ve epirojenik etkinlik alanlarını gösterir. Paleotektonik haritaları
litofasiyes, paleontoloji, paleocoğrafya ve yapı kontur haritalarından elde edilen bilgilerle
hazırlanabilir.
4.8.5. Paleotopoğrafya Haritaları: Geçmiş jeolojik dönemlere ait topoğrafik durumu gösteren
haritalardır.